Kerem Ege 5 Aylık

Kerem Ege artık 5 aylık.
Kaç zamandır bu yazıyı yazmaya fırsat bulamıyorum. Kerem Ege büyüdükçe artık bana hiç vakit kalmıyor. Çünkü bu aralar çok fazla bana olan ilgisi arttı, ve sürekli oyun istiyor. 28 Eylülde dr.kontrolümüz vardı.
Kilosu 5,820 kg, boyu ise 60 cm olmuş. Doktorumuzda gelişiminden çok memnun, çok güzel ilerliyoruz şükürler olsun.
Bu sefer gittiğimizde soracak çok sorum vardı.

Oğlumun uzun zamandır zaten dişleri kaşınıyordu, ne bulsa ağzına almaya çalışıyor. Elleri sürekli ağzında. Ağzı salyalanmaya ve sulanmaya başladı. Bu aralar dişlerinin ağrısı yüzünden huysuzluk yapıyor. Ağlamayan çocuk durup dururken çığlık çığlığa ağlıyor. Sanırım bu yüzdendir geceleri de uyku düzeni biraz bozuldu.
Doktorda dişlerinin kaşındığını, hatta ağzına baktığında bazı dişlerinin şiştiğini söyledi.

- Doktora diş için rahatlatıcı jel istedim ama bunun sadece 10 dk rahatlattığını ve sürekli yediği için tavsiye etmediğini söyledi.
- Dişlerinin erken kaşınmaya başlayabileceğini ama ne zaman çıkacağının belli olmadığını, belki bikaç hafta, belki 3 ay sürebilirmiş.
- Artık oturmaya başlayabileceğimizi söyledi.
- Oğlumun mama ağırlıklı beslendiği için ek gıdaya başlayabileceğimizi söyledi. Ve bize listeler verdi.

Biz neler yapıyoruz??

- Artık yavaş yavaş oturmaya başladı. Ama kendi başına değil, yastıkların yardımıyla.
- Uyku düzeni değişti. Normalde geceleri bir kez, sabaha doğruda bir kez uyanıyordu. Şimdi nerdeyse 2 saatte bir uyanıyor.
- Her zamanki gibi gülmeyi, konuşmayı çok seviyor. Yatmaktan hiç hoşlanmıyor ve hep ayakta oyun istiyor.
- Gezmeyi ve dışarı çıkmayı çok seviyor, evde huysuzsa dışarda çok akıllık, uslu oluyor.
- Ses çıkaran oyuncakları çok seviyor. Kendi başına oyuncağıyla oynayabiliyor.
- Sesleri taklit ediyor, onun çıkardığı sesleri biz taklit edince çok hoşuna gidiyor.
- Biberonunu görünce heyecanlanıyor ve hemen elini uzatıp kendi tutuyor.

Bizden şimdilik bu kadar, herkese sevgiler..

Devamını Okuyun...

Nice Bayramlara



Artık bayramlarda çok duyduğumuz bir sözle başlamak istiyorum.Nerde o eski bayramlar? Bunu söylemek için belkide daha çok gencim ama yinede çocukluğumun bayramları gerçekten farklıydı, daha güzeldi. Evli olmak da bayram için başka bir güzelde olsa. Babamla annemin erkenden kalktığı bize kahvaltılar hazırladığı, bize kıyamadığı için uykumuzdan uyandırmadığı ama mis gibi güzel kokularla uyandığımız bayram sabahları hep özeldir. Daha üstümüzü bile giymeden pijamalarımızla sıraya girerdik annemin ve babamın elini öpmek için. İnsan zamanla anlıyor bazı anların kıymetini. Şuanda da çok şükür yakınımdalar, yine erkenden gidip ellerini öpebiliyoruz. Ama nedense çocukken uyandığımız bayram sabahlarının tadını vermiyor.Evde elini öpeceğin bir annenin, babanın olması kadar güzel bir duygu olabilir mi?
Aslında ne kadar şükredecek şeylerimiz var, ama en değerlilerinden biride bu değilmi?

Biz akraba olarak öyle çok kalabalık değiliz. Annem dört kız kardeştir, hepsi de istanbulda. Dedem ve ananem ise kendi ayrı yaşıyor. Babamlarında bütün akrabaları izmirde.Bizim kurban bayramlarımız izmir de, ramazan bayramlarımızda istanbul da geçerdi. Ramazan bayramlarında herkes dedemde toplanırdı. Evde bir sürü çocuk, koştura koştura oyun oynardık. Annemler bize kızar, bi yandan da koskacaman sofralar kurulurdu. Herkes dedemin, anneannemin elini öpmek için sıraya girerdi. İnsan küçükken oynadığı oyunlara bile hasret kalıyor. Zamanın kıymeti hiç bilinmiyor malesef yıllar geçmeden. Her odadan bir sürü sesler çıkardı, kahkahalar, kızışmalar, gülüşmeler. Evde pişen baklavaların kokusu, dolmaların kokusu bile ayrı güzeldi. Artık bunlar yokmu diyeceksiniz malesef yok. Sanırım bizde zamana yenildik. Yada aileden biri eksilince eski bayramlarda değişiyor.

2 yıl önce teyzemi kaybettim. Nurlar içinde yatsın. Onu çok özlüyorum. En büyük teyzemdi, hepimiz çok severdik. Çok ani oldu, hiç beklenmedik bir zamanda kaybettik. Tabiki bu üzüntüden en ağır etkilenen dedem ve anneannem oldu. Onlar istanbul avrupa yakasında, biz ve diğer teyzem anadolu yakasında oturuyorduk. Teyzem vefat ettikten sonra dedemler yılların yükünü taşıyan, kahkalarımızla dolup taşan, anılarımızla dolu o evi satmak istediler. Hem bize yakın olmak için onlara her an ulaşmamız için, belki de anılar onlara çok ağır gelmişti. Artık bize yakın oturuyorlar. Ama ne bayram eski bayram gibi, ne de eski kahkahalar? Nedendir bilinmez, ben bile düşününce bir cevap bulamıyorum kendimce. Dedemler artık yılın yarısını köyde geçirmeye başladılar, bayramlarda burda yoklar. Belkide ondan, yada hayatımızdan ansızın giden sevdiklerimiz giderken yanlarında geriye kalanlardan da bir parça götürüyorlardır kim bilir?

Şimdi 2,5 yıllık evliyim ve 5 aydır minik adamın annesiyim.
Bayram sabahına aşık olduğum iki güzel adamla uyanıyorum artık. Çocukken bayramlarda ilk önce babamın elini öperdim, şimdi ise eşimin elini öperek karşılıyoruz bayramları.

Bayramlarda eşimin ailesinin, akrabalarının çok olması ve yakınımızda olması sebebiyle ellerini öpeceğimiz insanlar olması çok güzel. En büyük şükür kaynağımız ailemiz, her sabah uyandığımızda eli öpülecek babamız, annemiz olması kadar kıymetli birşey olamaz. Şuan annem,babam ve kardeşlerim izmirdeler bir telefon kadar uzağımdalar, senenin birçok günüde hep birlikteyiz. Ama yinede bir bayram gününde yanımda olmamaları bile içimi burkuyor malesef.

Rabbim nice bayramları ailemizle geçirmeyi nasip etsin.

Şuan bir evladım var, inşallah rabbim oğluma kardeşler nasip eder. Yıllar geçse de onlarla da böyle koskacaman sofralarda kahkalarda buluşuruz.

Herkese iyi bayramlar..
Devamını Okuyun...

Uyku Düzeni

Bebeklerde uyku annelerin en büyük sorunları arasındadır her zaman. Ne kadar kurallarda koymaya çalışsak genelde hep bebek bizi yönlendirir. Bazen de gücümüz kalmayıp yeter ki uyusun deyip o an ne gerekiyorsa yapar kural falan dinlemeyiz. Ama belli bir zaman sonra o anlık yaptığımız şeyler alışkanlık haline gelmiştir bile. Artık onlardan vazgeçmek daha zordur.

Kerem Ege uyku konusunda çok sıkıntısı olan bir bebek olmadı. Ama büyüdükçe huy değiştikçe ve biz düzen oturtmadıkça malesef olan düzenimizde gitmeye başladı. Doğduğu zamandan beri gece birkaç kez uyanıyordu. Uyandığı zamanlardada karnını doyurduktan sonra hemen kendiliğinden uykuya dalıyordu. Bende buna güvenerek pek bir kural koyup, düzen oluşturmadım. Birazda büyümesini bekledim açıkcası. Ama önceleri olan gündüz uykuları artık yok. Gündüzleri uyumak istiyor, uykuya yatırıyorum ama malesef yarım saat- 45 dk geçmiyor. Genellikle de 15-20 dk uyuyor. Ve uykusunu tam alamadığı için gündüz 3 kez uyumak istiyor ama tamda uykusunu alamadığı için huysuzlanıyor. Artık bir düzen oturtmanın vakti geldi sanırım.

Şuan 5 aylık ve daha küçükken kendi uykuya dalıyordu şimdi ise bikaç yöntem eşliğinde uyuyabiliyor. Uykusu geldiği zaman kendi bize bunu ifade edebiliyor. Eğer karnı tok ve uykusu gelmişse huysuzlanmaya ve gereksiz yere mızmızlanmalara başlıyor. Ağzına emziği verip kucağıma aldığım anda gözleri kapanıyor. Ama bunun yanında kucağımda hafif sallama ve poposuna pışpışlanmasını istiyor. Bunu yaparsak çok geçmeden uykuya dalıyor. Yada park yatağına koyup sallıyorum. Bu doğru bir yöntem mi bilemiyorum. Şuan için idare ediyoruz ama ilerleyen zamanlarda bizi zorlayacağını düşündüğüm için artık uyku düzeni oturmak istiyorum ve bunu sizinle de paylaşmak istedim. Birçok sayfada uyku ile ilgili birçok makale var. Ben birçoğunu araştırıp, derledim toparladım. Hadi buyrun..

- Uyku eğitimi yada düzeninde en önemli olan kural uyku rutini oluşturmak.

Hangi uyku eğitimini uygularsanız uygulayın en başında uyku rutini oluşturmanız gerekecek.
Öncelikle hangi saatte uyutacağınızı belirlemeniz gerekecek. Bunu çok geç saatleri secmemek kaydıyla. bebeğinizin hal ve hareketlerine göre ayarlayabilirsiniz. Uyku saati geldikçe daha az ilgi göstermeli, aktivitelerden kaçınmalısınız. Ilık bir banyo ise sizin işinizi daha da kolaylaştıracaktır.. Masaj yapmakta bebeği oldukça rahatlatır. Ardından hala besliyorsanız iyice karnını doyurun. Daha sonra bebeğinize her aksam aynı cümleleri kurun '' Artık uyku vakti bebeğim, iyi geceler ''. Ayrıca her akşam sizin sececeğiniz bir rutinde oluşturabilirsiniz. Örneğin her akşam yatmadan önce güzel bir masal yada ninni olabilir. Her gün banyo ve masaj olabilir. Bu sizin tercih edeceğiniz bir şekilde olabilir. Ama her gece aynı zamanda yapmanız cok önemli.

- Sallayarak uyutmayı yavas yavas azaltın.

Sallayarak uyumaya alışmış olan bebeğinizin hemen bir günde bu alışkanlığından vazgeçmesini bekleyemezsiniz. Bu konuda atacağınız adımların sert olmasının çocuğunuzu sarsmaktan ve korkutmaktan başka bir işe yarayacağını düşünmüyorum. Çocuğunuz alıştığı düzenin neden bozulduğunu anlamayacağı için bu değişikliği yumuşak bir şekilde yapmalısınız. Bu nedenle sallamayı gün geçtikçe hafif bir deviminle yapmaya başlayın. Iyice hafifledikten sonra yerine başka şey koyun. (Elinizi üzerine koymak, yatağına hafif hafif vurmak vb.) ancak yerine koyduğunuz davranışın da uykuyla ilişkilendirilmesini en aza indirmegemek ve çocuğun bağımlı hale gelmesini engellemek için koyduğunuz şeyi de günbe gün azaltın.

- Uyku Arkadaşı

Bir çocuğun kendi kendine uykuya dalmasını kolaylaştıran nesne o çocuğun uyku arkadaşıdır. Çocuklar bu nesneleri, suratlarına sürerek, koklayarak ya da bu nesnelere sarılıp küçük uçlarıyla oynayarak kendi kendilerini sakinleştirirler.
Çocuğunuzu bir uyku arkadaşı ile tanıştırma ayı 4’üncü aydır. Tam bağlanma ise 6 ay ve sonrası beklenir. Uyku arkadaşı da herhangi bir şey olabilir. Bir çocuğun kendi kendine uykuya dalmasını kolaylaştıran nesne o çocuğun uyku arkadaşıdır. Çocuklar bu nesneleri, suratlarına sürerek, koklayarak ya da bu nesnelere sarılıp küçük uçlarıyla oynayarak kendi kendilerini sakinleştirirler.
Çocuğunuzu bir uyku arkadaşı ile tanıştırma ayı 4’üncü aydır. Tam bağlanma ise 6 ay ve sonrası beklenir. Uyku arkadaşı da herhangi bir şey olabilir. kendisini daha güvende hissedecektir




Ve sıra geldi uyku eğitimine:

Richard Ferber – Kontrollü Ağlatma


Ferber yöntemi şu mantığa dayanır: ‘’Eğer bir çocuğa gerekli fırsatı verirseniz, her çocuk kendi kendine uykuya dalma becerisini geliştirebilir’’. Eğer bebeği sallayarak ya da emzirerek uyutursanız, bu beceriyi geliştiremeyeceği için gece her hafifçe uyandığında yine sallanmak ya da emzirilmek ister. Bu yöntem için sizinde sabırlı ve güçlü olmanız gerekir. Ayrıca yanınızda olan kişi ( eşiniz- anneniz vs.) onlarıda bu konuda bilgi aktarımı sağlayıp, size destek olmalarını isteyin.

* Bebeğinizin zamanı geldiğinde uyku öpücüğünü verip '' iyi geceler '' dileyerek yatağına koyun.

* Bebeğiniz daha başında olduğu için ağlamaya başlayacaktır. Hemen odaya girmeyin. Kendinize bir dakika belirleyin.

*
Belirli bir süre sona odaya girin, ışığı açmayın, bebeği kucağınıza almayın. En fazla odada bir dakika kadar kalıp çocuğunuzu kısık ve sevgi dolu bir sele ve dokunuşlarla sakinleştirmeye çalışın. Ağlamaya devam ediyor olsa da odadan çıkın. pışş pışşlayarak uyutmaya çalışmayın.

* Bu sefer bekleme süresini biraz daha arttırın. Ve yukarıdaki yöntemleri tekarar deneyin.

* Dışarıda kaldığınız süreyi biraz daha uzatın.Bebeğiniz uyuyana kadar bu aşamaları tekrar edin.

* Ferber’e göre; hemen hemen bütün çocuklar 3 ya da 4 gecede deliksiz uyumaya başlıyor. Ferber bu sürenin maksimum bir hafta alacağını söylüyor. Eğer çocuğunuz çok inatçıysa ve geceler boyu denemenize rağmen sonuç alamıyorsanız. Bir kaç hafta bekleyip tekrar denemeniz öneriliyor.



Tracy Hogg – Yatır Kaldır

Küçük bebeklerde bebeği yataga koyunca bir yandan şşş diyerek bir yandan sırtına yada poppsuna pışpış yapın. Bu yöntemle bir süre sonra kolayca sakinleşip uykuya dalacaktır. Ancak daha büyük bebek şşş-pat ile uykuya dalamıyor ve ağlıyorsa devreye yatır-kaldır giriyor.

* Bebeğinizi uyku rutininden sonra yatağına koydunuz. Ağlamaya başladığında kucağınıza alın ve sustuğu anda hemen geri koyun. Kucağınızda sallamayın, konuşmayın. Susar susmaz yatağa yatırın. Bebek ağlamaya başladığında yine alın susunca yatırın.

* Bebek sakinleşip yatağa yatırdığınızda uyuyana kadar yatır-kaldır’a devam edin.

Bazen 5 kere bazen 15 belki de daha fazla yapmanız gerekebilir. Ancak her akşam sayısı azalacaktır. Kaç kere yapılacağı ve kaç gün süreceği bebeğe bağlı elbette. Bu yöntemde de bebek ağlıyor ama yanında kalıyorsunuz. Bebeğe verdiğiniz mesaj şu: ¨Ben senin yanındayım ama sen kendi yatağında uyumalısın.¨ Tracy Hogg’a göre bebeği yalnız bırakmadan kendi kendine uyuması için fırsat veriyorsunuz.
Eger bebeğiniz 40-45 dk hala uyumuyor ise yönteme devam etmeyip bebeği kucağınıza alıp sessiz bir ortamda 10-15 dk bekleyip tekrar başlayabilirsiniz.

Şimdilik bilinenler bunlar ama biz hangi yöntemle başlarız yada ortaya karışık mı yaparız bilinmez. Deneyip göreceğiz.
Devamını Okuyun...

KEREM EGE 2-3-4 AYLIK

Canım oğlum ne kadarda çabuk büyüyor. Geriye baktığımda birçok seyi unutmaya yakın olduğumu hissediyorum. Neyseki yazılar, resimler var.
Oğlum 2.aylık kontrolünde kilosu 3530 gr, boyu 50 cmdi.

Canımın içi 3 aylık. Kilosu 4370 gr, boyu 53,5 canım.

3 aylıkken tatile gittik, ilk defa denize girdik. Dr. izin verdi fakat ben yinede bacaklarını sokmakla yetindim. Daha sonraları da uyuduğundan pek denize giremedi.

Kerem Ege 4 aylık.


- Oğlum sesli gülebiliyor, konuşmayı cok seviyor.
- Seslerimizi tanıyor. Oyun halısında oynamaya başladı ve cok seviyor.
- Oyucaklarını alabiliyor,onlarla oynuyor.Neşeli ya da öfkeli seslere farklı tepkiler verir.
- Kıkırdar ve kahkaha atar. Fazlaca elini ağzına götürüyor, ağzı sulanıyor. Dr. dediğine göre diş kaşınması ama ne zaman çıkacağı belli olmazmış.2 ayda sürebilir,5 ayda dedi.
- Bulduğu herşeyi emmeye çalışıyor, ağzına götürüyor.
- Oyuncaklara karşı ilgisi çok güzel.

O zaman gelsin mi bi 4 aylık resimler :)


O zaman 5.aylık gelişimimizde görüşmek üzere:)
Sevgiyle kalın..
Devamını Okuyun...

KEREM EGE 1 AYLIKKEN :)


Blogumuza geç başlamamız nedeniyle aylarımızın gelişiminide yazarak takip edemedik.
Yakın zamanda 5 aylık olacak o zamana ayrı bir yazımız olacak. Minik adam 1670 gr,42 cm doğmuştu. 10 gün küvezde kalmış.10.günde evimize kavuşmuştuk. Prematüre doğması nedeniyle normal bebek kontrollerinden ayrıca testlerimizde mevcuttu.


Dipnot: Bunlardan biri ROP Muayenesi.
Prematüre Retinopatisi erken doğan bebeklerin gözlerinde görülen en önemli sağlık sorunlarından biri olarak tanımlanmaktadır. Bebeklerin gözlerindeki damarlar, bebek doğuncaya kadar gelişir. Erken doğan bebeklerde bu gelişme tamamlanmadığı için doğduktan sonra da devam eder. Prematüre bebekleri yaşatmak için yüksek konsantrasyonlarda verilen oksijen, gözdeki damarların anormal gelişmesine sebep olabilir. Bunun sonucunda ise damarlanması tamamlanmamış bebeklerin retinalarında kısaca ROP olarak anılan, Prematüre Retinopatisi hastalığı meydana gelir. Doğumdan sonra 4-6 hafta arasında mutlaka göz muayenesinin yapılması gerekmektedir.

Bu muayene her hastanede yapılmamakta olup, bildiğim kadarıyla istanbuldaki devlet hastanelerinde yapılmıyor, üniversite hastanelerinde yapılıyor. Biz Marmara üniversitesi hastanesinde yaptırdık. Tam 1 aylık iken muayenesi yapıldı. 2 kere gittik ve sükürler olsun temiz çıktı, yani göz damarları gelişmişti.

Hastaneden eve geldiğimizde kilosu 1625 gr idi.
1 Aylık kontrolumuzde kilosu 2330 gr, boy 46 cm.
Devamını Okuyun...

Kerem Ege'nin Odası


Hamileliğimin başından beri bebek odaları ile ilgili girmediğim internet sitesi kalmamıştır sanırım. Benim için öncelik sade ve şık olmasıydı. Hayvanlı ve fazla figürlü seyleri sevmiyorum. O yüzden biraz zorlandım desem daha doğru olur. Çünkü nereye gitsem halı, perde vs bakmak için çocuk odası dediğimde hemen bana karmakarışık, hayvan figürleri olan ürünleri gösteriyorlardı.

Halıyı bile oğlum doğduktan sonra aldık. Aslında halı benim değil eşimin zevkiydi ben yine her zamanki gibi sade istiyordum. Mavi renk geçişleri olan bir halı alacaktım ama onun çok beğendiğini görünce kendisini kırmak istemedim ama daha sonra bende sevdim. Hadi başlayalım odayı gezmeye.



Mobilyalarımızı özel yaptırdık. Halı ise eko halı çocuk odası serisidir.
Nevresim modellerimiz deniz, çapalı olan cottonbox diğeri ise karaca home.

Oğluşum hala yatak odasında park yatağında yatıyor. İnşallah 7-8 aylarında odasında yatırmaya başlayacağım. Şuan için sadece gündüzleri yatırıyorum.
Devamını Okuyun...

Yenidoğan Sünneti

Bebeğimin erkek olduğunu öğrenince hemen sünnet olup olmaması gerektiğini araştırmaya başladım. Birçok dr.tavsiyesi, yazısı üzerine oğlum doğar doğmaz 1 hafta içerisinde sünnet yaptırmaya karar verdik. Oğlumun erken doğması ve 1670 kg olması nedeniyle sünnet işini erteledik. Kilo alıp toparlamasını bekledik. Daha sonra 3,5 aylık olunca kilosu 4,500 - 5000 kg arası olmuştu. Artık sünnet randevusu aldık. 17.09.2015 tarihinde oğlum sünnet oldu.


Neden yenidoğan sünneti:

- Bebek bir cerrahi işlem için minik görünse de, bedenin kendini onarımı bu yaş gurubunda daha hızlı olduğundan iyileşme süreci çok kısa sürmektedir.
- Sünnet derisindeki damarlar çok küçük olduğundan belirgin kanama hemen hemen hiç görülmemektedir.
- Sünnetsiz çocukların idrar yolu enfeksiyonuna sünnetli olan çocuklara oranla 8 ila 20 kat daha fazla yakalandığı gösterilmiştir.
- Yenidoğan sünnetinin diğer bir önemi çocukta psikolojik travma oluşturmamasıdır.
- Bebeğin bezi dışında ayrı bir pansumana ihtiyaç duyulmamaktadır. Mikrop kapma veya tahriş olma riskinin daha az olması ve ilk günlerde çarpma gibi dış etkilerden güzelce korunması nedeniyle, adeta kimse çocuğun sünnet olduğunu bile anlamaz.
- Sünnet sonrası bakımı oldukça kolaydır. Sünnet işleminden iki üç saat sonra evinize gidebilirsiniz. Sünnet sonrasında antibiyotikli bir krem günde üç-beş kez penis etrafına sürülür. Yara 1 haftaya kalmaz iyileşir.


Peki biz sünnetten sonra neler yaptık?

Sünnet işlemi 7 dk civarı sürdü. Daha sonra bebeğimiz normal bir şekilde bezlendi. Dr.reçeteyi yazana kadar hastanede durduk.Daha sonra eve geldik. Eve geldiğimizde hastanede verilen ağrı kesici fitilin etkisimiydi bilinmez çok güzel bir şekilde uyudu. Sadece karnı acıktığında uyandı, karnı doğduktan sonra geri yattı.
İlk günü tahmin ettiğimden de rahat atlattık.
Bölge özel sargı bezi ile sarılmıştı ve sargı kendinden düşene kadar bir işlem yapılmayacaktı. Zaten ertesi güne sargı düştü. Daha sonra sabah akşam olmak üzere bezini açtığımızda batticon daha sonra da dr.yazdığı kremi ellerimizi değirmeden sürdük.
Başka bir işlem yapmadım. Oğlum çok hareketli olmasına rağmen hiçbir sıkıntı yaşamadım. Bir haftada iyileşti.

Erken dönemde bunu oğlumda bizde rahat bir şekilde atlaşmış olduk.



Devamını Okuyun...

Çocukta yaparım, çocuğumla tatilde :)

Oğlum 3 aylıkken ilk uzun yolculuğumuza çıktık. İstanbuldan ilk olarak Sinop' a doğru yolculuğa çıktık. Şükürler olsun oğlum yolda hiç üzmedi beni.
Hamileyken hep derdim, inşallah çocuğumda benim gibi gezmeyi sever diye. Suanlık gezmeyi cok seviyoruz, inşallah hep böyle devam eder. Sinoptan Kareler
Eşimin memleketinden sonra şimdi de sıra da deniz tatilimiz vardı. Sinoptan Keşan-Erikliye geçtik. İlk defa gittik, eriklide pek otel, apart yok yani birkaç tane mevcut. Genelde herkes kiralık evlerde kalıyor. Zaten biz kalabalık gittiğimiz için ev daha uygun oldu. Evleri cok güzel, genellikle iki katlı ve bahçeli. Sanırım biz pek zamanında gitmedik ağustos ayında gittiğimiz için hava 39 dereceyi gösteriyordu. Gündüz sadece denize girdik, gezmeye gitmek istesek de sıcaktan hiç çıkamadık. Akşamları upuzun bir çarşı kuruluyor, akşamları gezmesi güzel. Denizi öğlen saatlerinde temiz ve güzel oluyor, eğer öğleden sonra akşama doğru girerseniz deniz fazla bulanık ve kirli oluyor. Yinede güzeldi, ama bana sorarsanız çekirdek aile olarak tatile gidilecekse hersey dahil rahat edilecek bir otel en makbulü. Bakalım artık inşallah seneye :) Kerem ege ilk defa denizle tanıştı. Doktorumuzdan izin aldık. Ama ben yinede sadece ayaklarını soktum denize. Deniz soğuk olmasına rağmen çok sevdi.
Devamını Okuyun...

Kerem Ege'nin Mevlüdü

Herkes bu mevlüde 40 mevlüdü desede biz maalesef kırkında okutamadık. Oğlum birazcık minik doğduğu için zaten kalabalığa girmesi 1,5 - 2 ay yasaktı. Her ne kadar eve gelen giden olsada, bir anda o kadar kalabalığın içinde uygun olmaz diye erteledik. Daha sonra ramazan ve bayramında girmesiyle oğluşum zaten 3 aylık oldu. Bizim mevlüdümüz de 3,5 aylıkken okundu.

Rabbime şükürler olsun ki, Kırk Mevlüdümüzü de sizlerle paylaşmak nasip oldu. İnşallah daha uzun yıllar güzel anılar sizinle paylaşırım. Mevlüde akrabalarda, arkadaşlarda vardı, ama biçok kişide tatilde ve memlekette olduğu için yeterli kalabalık vardı. Masayı bile çekmişim ama o gün koşturmadan oğlumun ve benim fotoğrafımı çekmeyi unutmuşum :(

Gelelim hazırlıklara;
Minik kolonya şişelerimiz,
İçinde lokumların olduğu mevlüt kutularımız,
Mavi tülle süslediğimiz yuvarlak kutu içerisinde gül kokulu tesbihler..
Eminönünden cupcake standı, mavi renkte masa örtüsü, mavi renkte peçeteler aldım.

İkramlarda;
tavuk-pilav yerine ben son zamanlarda pide yaptırmayı tercih ediyorum. Misafirler içinde yenmesi rahat oluyor. Klasik olan ayran, yanına börek yaptık ve tatlı dağıttık.
Süslü masamızada canım arkadaşım fatmanın yaptığı çikolata toplarımız vardı. En son misafirlerimize onlarıda dağıttık.

Herşey gönlümüzce oldu çok şükür.
Rabbim herkese huzurla evlatlarına kavuşmayı ve mevlütlerinide okutmayı nasip etsin.
Devamını Okuyun...